Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | mutluluk duymak | be glad v. | ||
We are glad to help you. Size yardım etmekten mutluluk duyuyoruz. More Sentences |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | (bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak | be happy to (do something) v. | ||
I'd be happy to keep it. Bunu korumaktan mutluluk duyarım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | başkasının başarısızlığından mutluluk duymak | gloat v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | (bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak | be more than glad (to do something) v. | ||
Colloquial | -den mutluluk duymak | be happy to v. | ||
Colloquial | (birinin) gitmesinden mutluluk duymak | be glad to see the back of (someone) v. | ||
Colloquial | (bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak | be glad to see the back of (something) v. | ||
Colloquial | birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak | be glad to see the back of someone or something [uk] v. | ||
Colloquial | (bir şeyi yapmaktan) memnuniyet/mutluluk duymak | (I'd be) happy to (do something) expr. | ||
Idioms | ||||
Idioms | (bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak | be/feel honoured (to do something) v. |